İNANMAK VE ÇALIŞMAK

İNANMAK VE ÇALIŞMAK

İnanmak, başarının yarısı derler ya evet doğru… Ama Çalışmadan inanmak yeterli değil. Hayal Kurmak, hedef belirlemek ve ona ulaşmak için çalışmak esas. Tek haneli yaşlarımdan beri spor yapıyorum. Denemediğim yeni çıkan sporlar harici çok az spor dalı kalmıştır. Ama birine odaklanınca diğerlerine zaman kalmıyor zaten. Sporcular çok iyi bilir finish noktasını ya da hareketinizin bitme noktasını hep canlandırırsınız gözünüzde ve ne kadar çok o anı önceden yaşar hayal kurarsanız, o kadar içselleştirir, ulaşmak için o kadar çalışırsınız. Başkalarının performansı değil sizin kendi performansınız önemlidir. Tamam size duydum: herzaman benim iyi olmam işe yaramıyor ama diyorsunuz. Evet doğru takım oyunlarında ( ilk bayanlar milli takımında sutopu oynayan biri olarak bilirim) sadece sizin performansınız oyunu kurtarmaya yetmeyebilir.Ancak bu yine de bireysel olarak  elinizden geleni yapmadığınızı göstermez.


Ama ben inançtan bahsetmek istiyorum. Sporcuların düştüğü en büyük tuzaklardan biri rakibi izlerken kendi güçlü alanlarını unutup, rakip takımın güçlü alanlarına odaklanmak. Bu ne demek şimdi? Hemen açıklıyorum: Eğer,  maça çıkacağınız takım sizin bir once yenildiğiniz takımı az farkla da yenmiş olsa,  takım oyuncuları hemen kafada yenilgi senaryolarına odaklanıyorlar. Biz diğerine yenildik, bunlar onları yendi o zaman bize fark atarlar gibi. Dolayısı ile kendi güçlü yanlarımızı unutup rakibi gözümüzde büyütüyor ve aslında oyuna 1-0 -ya da skoru nasıl isterseniz o kadar-  geride başlıyoruz. Kendine ve takımına inanmak burada devreye giriyor. Amatör –profesyonel farketmez eğer, her maça, her oyuna, her yarışa sadece o ana odaklanarak zihinsel hazılık yapar sizin ve takımınızın gerçek bir takım olarak hareket edeceğine inanırsanız aslında her maç 0-0 başlıyor.


Tabii ki sadece İnanmak , kazanmayı getirmiyor, oradan sonra kim daha çok çalışmışsa, stratejik olarak kim daha iyi oyunu okuduysa ve dayanıklı ise oyunu / maçı/ yarışı o alıyor.  Ancak başlama anı kritik !!! İşte, İnanç başlangıçta yenilgiyi kabul ederek sahaya çıkmayı önlüyor.


Bu arada olayı spor performansı ile ele almış olsam da İnanmak ve Çalışmak prensibi  hayatın tüm anlarında işliyor.   Formül: Hayat et, İnan, Çalış veee KAZAN….Peki ya, yol boyunca karşıma çıkan engeller ne olacak ? Onlar tabii ki olacak. Düşeceğiz ve kalkacağız. Ancak gerçekten inanıp, hedeflerine ulaşmak için çalışan bireyler engellerin ve yenilgilerin  geçici olduğunu bildiğinden her yenilgi sonrası daha çabuk toparlanıp hızla performansını artıracaktır.

Ne demişler şişman kadın söylemeden bitmez…. Denemeye değmez mi?