MİDİLLİ
Her seyahat farklı bir tat benim için. Daha once gördüğüm yerlere gitsem de. Midilli adası’da öyle. 3. defa gittim. Ada, o kadar doğal ve büyülü ki her birinde ayrı keyif ayrı güzellik. İlk gittiğimde de yazmışım, Ayvalık’tan 1 saatlik bir katamaran yolculuğu ile, muhteşem plajlar, yemyeşil tabiat , lezzetli duraklar ve ziyaret edilecek eşsiz yerler sizi bekliyor. Hem de artık sadece Mitilini ye değil, Petra’ya da gidiyor katamaranlar. Ada , Türklere’e çok alışkın, bu arada onlar da Ayvalık’a gelmeyi çok seviyorlar. O yüzden heryerde Türkçe menu ve Türkçe anlayanlar var. Yemek dilimiz neredeyse aynı zatenJ Ada’nın Türkler tarafından en çok tercih edilen yeri Molyvos. Görmeden de geçmeyin sakın. Ben de ilk 2 ziyarette orada kaldım. Ancak keşfedilmemiş köşelerde de çok keyifli konaklayacak yerler var. Araba kiralayıp, tüm ada’yı 3-4 günde keyifle gezebilirsiniz. Yollarda sıcakladığınızda da istediğiniz plajda denize girip, yemek yiyebilirsiniz.
Nerede kalırsanız kalın, Skala Skamnia’ da gün batımını yaşamanızı ve güzel bir akşam yemeği yemenizi öneriyorum. Bu arada Skala İskele demek, dolayısı ile Skala gördüğünüz her yol denize çıkar. Sakala Skamnia’daki küçük hediyelik eşya satan dükkanları da gezin. Çok yaratıcı objeler, takılar bulabilirsiniz.
Plomari , bir diğer önerim. Harika plajlarında denize girip, güneşlendikten sonra meşhur Barbayannis ouzo’sunun fabrikasınd küçük bir gezinti ile ouzo tadıp, satın alabilirsiniz. Ardından masmavi deniz kenarında hoş deniz mahsulleri ile görsel ve midesel ziyafet çekebilirsiniz.
Petra ve Petri aynı gün içinde hem deniz kenarında plajlarda hem de yukarıdan güneşi batırmaya ayıracağınız bir gün için eşsiz bir seçenek. Petri’de Şarap eşliğinde güneşin batışını yukarıdan izlemeye doyamayacaksınız. Petra ve Petri Molyvos’a çok yakın, eğer .molyvos’ta konaklamıyorsanız aynı günde Molyvos’un benzersiz sokaklarında gezebilirsiniz. Molyvos, balıkçı barınağında, köşede ufacık bir kilise var. Ziyaret edip Dilek için mum yakabilirsiniz.
Bu arada ada yolları oldukça bakımlı olmasına ragmen çok virajlı. Eğer yollar size tutuyorsa önceden ilaç almakta fayda var. hatırlatayım. Bir çok yerde, küçük şapeller şeklinde sunaklar göreceksiniz. Bu sunaklar, yakınlarını orada trafik kazalarında kaybeden aileler tarafından yaptırılıyor. Bazıları çok eski ve bakımsızken bazıları ise irer sanat seri. Aceleniz yoksa durup bir bakın, içlerinde sürekli mum yana, ikonalar olanlar var. Bir de dua edin içinizden geliyorsa. Farklı görüşlere saygı…
Mandamados, bir dağ şehri. İsmini anlayacağınız üzere MAnda’dan almış, manda yoğurdu, peyniri istiyorsanız alabilrisiniz. Ama buranın en önemli uğrak yeri,;Mandamados Taksiyarhis Manastırı. Içinde Başmelek Mikail’in ikonası ile özel bir yere sahip. Anlatılanlara göre korsanlar adaya saldırdıklarında hayatta kalan tek rahip Gabriel korsanlar tarafından farkedilir. Onu da öldürmeye çalıştıklarında Başmelek Mikail gökten inerek onu kurtarır. Rahip Gabriel de kana bulanmış topraktan Başmelek Mikail’in heykelini yapar. Tabii ki ben de dualarımı ettim, dileklerimi tuttum. Çünkü derler ki Başmelek Mikail’in dileklerinizi yerine getirmesi için herhangibir din ayrımı yoktur. Bir de eğer sizi çağırırsa gider ziyaret edermişsiniz. 2 defa Mandamados a gittim ve 3.ziyaretimde manastırı ziyaret ettim. Nedeni bu olabilir mi acaba? İkonadaki yüzün gülümsediğini, ya da ifadesini değiştirdiğini söylüyorlar. Sizin içinize göre değişiyormuş. Bir de içeride bir çok Demir çizme/bot var. Başmelek Mikail demirden botlar giyermiş. O yüzden manastıra botlardan hediye bırakıp, gelip kirlendi mi diye kontrol edenler olurmuş. Eğer kirlendi ise Başmelek Mikail o botları giydi yani dileğin için harekete geçti, eğer kirlenmediyse dileğinin vakti var demekmiş. Bir de bahçesindeki kafede, cevizli ballı yoğurt ile lokma yemeyi de unutmayın. En az manastır kadar ünlü.
Ziyaret edilecek bir diğer nokta da Agios, burada hem MeryemAna Kilise’sinin önünde kömür ateşinde pişen kahvelerinizi gölgede keyifle yudumlayabilir, hem de seramik çanak, çömlek, mumluk vs. gibi çok şık el emeği göz nuru eşyalar alabilirsiniz. Yalnız birçok dükkanda kredi kartı geçmiyor haberiniz olsun. Görüp hevesiniz kursağınızda kalmasın. MeryemAna kilisesini de ziyaret etmeyi unutmayın. Tüm Orthodoks kiliseleri gibi çok şık ve süslü. Bu arad 15 Ağustos, bu kilisenin günü, tüm ada buraya akıyor , dualar, dilekler, ayinler…2 defa ziyaret ettiğinizde de Orthodoks hacı’sı oluyormuşsunuz.
Tarti Beach’te de bir tam gününüzü geçirebilirsiniz. Sabahtan akşama plajda güneşlenip, açıktığınızda hemen 2 adımda bir tavernaya oturup, keyifle bol iktarda deniz ürünü tüketebilirsinz.
Ypsolometi ise gunduz bomboş, ama gece çok eğlenceli bir küçük köy diyelim. Ara sokaklarından geçerken terkedilmiş gibi görünse de duracağınız ve yemeden geçmeyeceğiniz bir etçi var. Sakın İstanbul, İzmir gibi kokoş dükkan aramayın. Sokakta masalar ve küçük bir dükkan ama lezzet enfes. Üstelik fiyatlarına inanmayacaksınız. Gündüz değil akşam yemeğine gitmenizi öneririm. Çünkü çok doğal bir ortamda olduğunuzdan etleri arılar yalnız bırakmıyor.
Sonuçta daha gezecek çok yer var ama bu bahsettiklerim ilk gidecekler için kesin öneriler. Evet, herkesin dediği doğru, son derece doğal koylar, giriş ücreti olmayan plajlar ve euro olmasına ragmen son derece makul fiyatlar ile 1 saatlik bir yolculuk ile bu adanın müdavimi olacaksınız.
Tekrar gidene kadar Yassu komşu…