UYUMLAN YA DA...

UYUMLAN YA DA...

UYUMLAN …

Mart 2017 de yazdığım yazıyı Yılı yarılamışken tekrar hatırlatmak istedim:)

Mart ayında yazdığım yazıyı, yılı yarıladığımız bu günlerde İnsan Kaynaklarını 2017 ve ötesinde bekleyenleri hatırlatmak istedim.

 Uzun zamandır hayal ettiğimiz, genç İK’cılarla İnsan Kaynakları fonksiyonuna 360 derece bir bakış sağlayan SHRM’in “HR Essentials” programını kalabalık bir grup ile tamamladıktan sonra bende yarattığı yansımaları ve İnsan Kaynakları trendlerini siz MCT Blog okuyucularıyla paylaşmak istedim.

SHRM’in ana tasarımını lokal uygulama ve tecrübe paylaşımı ile geliştirdiğimiz “HR Essentials” programı sonucunda en etkili geri bildirim, aslında İK’nın farklı fonksiyonlarında çalışan bireylerin, diğerinin ne iş yaptığını daha da önemlisi o işin kendi işine etkisini tam olarak bilmemesiydi. Yani düşünün; yedekleme sisteminden sorumlusunuz ve sizin için kritik bir rolde kaybetmemeniz gereken bir çalışanınız var. Ancak yıllık performans değerlendirme sonucunda istediği artışı alamayan çalışanınızı kaybediyorsunuz ve nedenini bile anlamadınız. Bu durum ise İşe Alım’dan sorumlu arkadaşınızın zaten yoğun olan iş planına acil bir alım daha yaratıyor. Nedenini anlayamadığınız bir yetenek kaybı.

Programla beraber, katılımcıların en büyük kazanımlarından biri de İK içindeki tüm fonksiyonların birbiriyle bağlantısını net görmeleri oldu.

2 günün sonunda ise MCT’nin düzenlediği 22.İnsan Kaynakları Zirvesi’ndeki sunumumdan 2017 İK trendlerini paylaştım.

Personel, İnsan Kaynakları derken artık İnsan Kaynakları, Çalışan Deneyimi yaratmak üzerine yeniden kodlanıyor. Şu an “Memnuniyet” diye bildiğimiz her uygulama, aslında beklentinin en düşük seviyesi olmuş durumda. Bu yüzden insan kaynakları profesyonellerinin, işe katkılarının olabilmesi ve yönetim masasında yer alabilmeleri adına, önce kendi işlerini çok iyi bilmeleri ardından da diğer fonksiyonlarla sıkı bir işbirliği yaratmaları gerekli. Kendi içinde, gizlilik ve sırlarla dolu mistik İK’yı artık iş dünyası kabul etmiyor.
2017’deki 10 ana trende bakarsak;

#1: İlgi uyandıran “Çalışan Deneyimi” yaratma
 The Future Workplace and Beyond.com’un yaptığı bir araştırmada, İK liderlerinin yüzde 83’ü “Çalışan Deneyimi” yaratmanın kendi organizasyonları için önemli ya da çok önemli olduğunu belirtmişler. İlgi uyandıran çalışan deneyimi için de daha çok gelişim yatırımı (56%), çalışma alanlarının geliştirilmesi (51%) ve ödüllendirme (47%) üzerine çalıştıklarını söylemişler. İlgi uyandıran çalışan deneyiminin yetenek savaşlarında bir organizasyona rekabetçi avantaj sağlayacağı kesin.

#2) İşe Alım ve Gelişimde Çeviklik
Değişim ve gelişimlerin öngörülmesi zor olan bir dünyada hızlı olabilmek için gerekli olan çeviklik, geleneksel olarak dijitalleşme ile çözümlenmekte. Öncelikle işe alımda başlayan dijitalleşmenin, özellikle ilgi uyandıran çalışan deneyimi de yaratmak adına çalışan gelişiminde de kullanılması öngörülmekte.

#3) Kültürü destekleyen ofis ortamı yaratmak için farklı paydaşlarla ortaklık
Susan Caine’in TEDx konuşmasında da söylediği gibi çalışma ortamları genellikle “dışa dönük” bireylerin etkin olarak çalışmasını destekleyecek şekilde dizayn edilmekte. Ancak bugünün dünyasında İK, içe dönük ve dışa dönük bireylerin performansını artıracak ofis /çalışma alanı tasarlamak adına, emlak, lojistik, hukuk vb. fonksiyonlarla da ortak çalışıp çözüm üretmeli.

#4) Tüketici pazarlama bakış açısı ile İK’ya yaklaşma
Nasıl tüketici pazarlama faaliyetleri ile bugün her marka tüketicilerine anında ulaşabiliyorsa, İK departmanı da çalışanlarına akıllı telefonları ile anında ulaşabilmeli ya da tam tersi. Çevikliğin önemli olduğu dünyada akıllı telefon ve mobil aplikasyonlarla çalışan deneyimi yaratmak öncelik alanlarından olmalı. 

#5) İK’da «Chatbot» – Simone
Hepimiz, Al Pacino’nun aşık olduğu yapay zeka Simone’u hatırlar. Artık Simone’lar işe alım dünyasında…WEF’aya göre Endüstri 4.0 ile beyaz yakanın yerine getirdiği birçok rutin iş artık yapay zeka ile yapılacak. Bu işler için de İK bazı fonksiyonlarında pilot denemeler yapmaya başlamalı.

#6) Harmanlanmış iş gücü- Gig Economy
Bugünün iş dünyası sadece tam zamanlı çalışanlardan oluşmuyor. Geçici çalışanlar, yarım zamanlılar, geçici proje ekipleri, danışmanlar, süreç yöneticileri vb. Hepsi harmanlanmış iş gücünün bir parçası. Ancak gelecek bu harmanın içine katılacak yapay zeka ile İK liderleri sadece kadın – erkek eşitliği, farklılıkların eşitliği konseptlerini “insan” üzerine uygulamayacak. Hangi işe insan hangisine robot alacağımızı konuşacağımız günler de yakında.

#7) Kariyer hareketleri fırsatları geliştirmek
“The Future Workplace Forecast”in 2.147 global İK lideri ile yaptığı araştırmaya göre şirketler, çalışanlarının farklı rolleri deneyimleyebilmesi için alternatif süreçler / yollar yaratmakta. İK liderlerinin %49’u bu yaklaşımın bağlılığı artırdığına, %39’u performası yükselttiğine ve %39’u da ekip çalışmasını güçlendirdiğini söylemekte.Yetenek savaşlarının hızlandığı Türkiye’de çalışanları terfi edemediğimiz her durumda, farklı rolleri deneyimleyecekleri yapılar kurmak İK’nın hedefi olmalı.

#8) Wellness Yatırımları
“Wellness” bugünün İK’sında yavaş yavaş yer almaya başlayan gündem maddesi. Ancak, İK’nın wellness bakış açısını sindirip, çalışanlarının ihtiyacı olan alanlar odaklaması farkı yaratmakta. Çalışan deneyimi, bağlılık ve performans artışı istenen bu dönemde İK, çalışanının hayat döngüsüne katkıda bulunacak “wellness” yatırımlarını yapmalı.

#9) Bireysel gelişimden ekip gelişimine geçiş
İK departmanları bugüne kadar hep bireysel performans, bireysel gelişim ve bireysel ödüllendirmeye odaklansa da, tüm araştırmalar ekip zekasının, ekip ruhu ve birlikteliğinin geliştirilmesinin farkı yarattığını göstermekte. O yüzden önümüzdeki dönemlerde bireyselden ekip gelişimine odaklanma konusunda programlar geliştirilmeli.

#10) Yeni İK Rollerine hazırlık
İK için Yeni Normal dünyası başlıyor. Yeni Normal ne? diye sorarsak; tüketici pazarlama bakış açısıyla, dijitalleşmeyle çevik, yapay zeka ile içiçe çalışacak bir dünyada İK’da da yeni roller çıkacak. Bunlara örnek olarak, şu an Airbnb’deki “Global Head of Employee Experience”ı ya da IBM’deki “Chief StoryTeller”ı örnek gösterebiliriz. 

SHRM HR Essentials programı katılımcılarının görüşüne göre de Türkiye’nin ilk 3 önceliği:

  1. İlgi Uyandıran “Çalışan Deneyimi” yaratma
  2. İşe Alım ve Gelişimde Çeviklik
  3. Wellness Yatırımları

İK için bambaşka bir dönemin başladığı kesin. Ya uyumlanacağız ya da yok olacağız.